Scan barcode
A review by zimlicious
Aşk ve ölüm üzerine: deneme by Patrick Süskind
3.0
Bu yazının orijinali (ve daha iyi görüneni) canlabirsene'de yayınlandı.
Aşk ve Ölüm Üzerine'ye başlarken ne bekledim çok emin değilim ama hiç beklemediğim bir şeyle karşılaştığım kesin. Koku gibi bir romanı yazan adamın aşk ve ölüm üzerine söyleyecek çok şeyi olduğunu düşündüm sanırım. Halbuki, Aşk ve Ölüm Üzerine minnacık bir kitap (64 sayfa) ve Süskind tamamen kendinden bir şeyler yazmayı değil, aşk ve ölüm hakkında konuşurken Plato, Wagner, Kleist, Göethe, Mann, İsa ve Orfeus gibi isimleri referans almayı tercih etmiş.
Süskind'e ve bu fikri doğrultusunda referans aldığı isimlere göre aşk, aptalca bir duygu. İnsanı kör ediyor, ona saçma sapan şeyler yaptırıyor ve "âşık çiftler sıklıkla müşterek otizme ya da müşterek küstahlığa meylederler." Aşktan ölüme geçerken ise Süskind Stendhal'i referans vererek şöyle yazıyor: "'Gerçek aşk,' diye yazar Stendhal, 'ölüm düşüncesini daha sık getirir akla, ölümü düşünmek daha kolay, daha az korkutucu hale gelir; ölüm basit bir mukayese meselesine, kişinin pek çok şey karşılığında ödemeye hazır olduğu bir bedele dönüşür."
Aşk ve Ölüm Üzerine şunu gözler önüne seriyor: popüler kültürde aşkın bir tür aptallık, delilik olduğunu kabul etmiş olsak dahi onun hakkında konuşmaktan, onu aramaktan, hakkında şarkılar yazıp filmler çekmekten vazgeçmiyoruz. Ölüm ise hala üstü kapalı, düşünmek istemediğimiz bir konu. Hele ki günümüzde vampirler gibi doğaüstü varlıkların giderek popülerleşmesi ile ölüm artık gereksiz, sıkıcı ve kaçınılabilir bir kategoriye geçmiş durumda; ölümsüzlük varken, niye ölelim ki?
Aşk ve Ölüm Üzerine'ye başlarken ne bekledim çok emin değilim ama hiç beklemediğim bir şeyle karşılaştığım kesin. Koku gibi bir romanı yazan adamın aşk ve ölüm üzerine söyleyecek çok şeyi olduğunu düşündüm sanırım. Halbuki, Aşk ve Ölüm Üzerine minnacık bir kitap (64 sayfa) ve Süskind tamamen kendinden bir şeyler yazmayı değil, aşk ve ölüm hakkında konuşurken Plato, Wagner, Kleist, Göethe, Mann, İsa ve Orfeus gibi isimleri referans almayı tercih etmiş.
Süskind'e ve bu fikri doğrultusunda referans aldığı isimlere göre aşk, aptalca bir duygu. İnsanı kör ediyor, ona saçma sapan şeyler yaptırıyor ve "âşık çiftler sıklıkla müşterek otizme ya da müşterek küstahlığa meylederler." Aşktan ölüme geçerken ise Süskind Stendhal'i referans vererek şöyle yazıyor: "'Gerçek aşk,' diye yazar Stendhal, 'ölüm düşüncesini daha sık getirir akla, ölümü düşünmek daha kolay, daha az korkutucu hale gelir; ölüm basit bir mukayese meselesine, kişinin pek çok şey karşılığında ödemeye hazır olduğu bir bedele dönüşür."
Aşk ve Ölüm Üzerine şunu gözler önüne seriyor: popüler kültürde aşkın bir tür aptallık, delilik olduğunu kabul etmiş olsak dahi onun hakkında konuşmaktan, onu aramaktan, hakkında şarkılar yazıp filmler çekmekten vazgeçmiyoruz. Ölüm ise hala üstü kapalı, düşünmek istemediğimiz bir konu. Hele ki günümüzde vampirler gibi doğaüstü varlıkların giderek popülerleşmesi ile ölüm artık gereksiz, sıkıcı ve kaçınılabilir bir kategoriye geçmiş durumda; ölümsüzlük varken, niye ölelim ki?